Yeni Polo yenilenen tasarım dili ve özellikleriyle kendinden fazlasıyla bahsettirmeyi başardı. Alman otomobilleri genellikle tasarım dili olarak köklü değişiklikler geçiren otomobiller değillerdir. Örneğin Japon otomobilleri gibi uçuk kaçık farklar çoğu kasa değişimlerinde olmaz. Kalıp olarak çok da uçuk kaçık bir değişikliğe gidilmeyen yeni tasarım, Polo’yu daha maskülen bir yapıya kavuşturmuş. Daha oval olan tasarım çizgileri yerini keskin ve belirgin hatlara bırakmış. Belirgin omuz çizgileri, yeni far grubu, kaput çizgileri, stop grupları gibi detaylar Polo’yu olduğu segmentten sınırları taşırmaya zorlamış. Polo’nun boyutlarının da artmasındaki en temel sebep tabi ki Volkswagen grubunun modüler platformu olan MQB şasi üzerinde şekilleniyor olması.
Bu yenilik iç mekanda kesinlikle göze çarparken, yaşam alanı konusunda da fazlaca bir büyüme kaydetmiş. Önceki jenerasyona göre 9 cm uzayan aks mesafesi ve 6 cm genişleyen iz mesafesi içerdeki yaşam alanı hakkında bilgiler veriyor. Bagaj hacmi ise 71 litre daha artarak 351 litreye ulaşmış ve üst segmentlere göz kırpmaya başlamış. Yeni Polo ülkemizde ikisi dizel ikisi benzinli olmak üzere 4 farklı motor seçeneği ile satışa sunuluyor. Testimize konuk olan motor ise hem DSG hem de manuel şanzıman seçenekleriyle alınabilen 95 bg gücündeki 3-silindirli 1.0 lt TSI ünite.
Highline donanım seviyesine sahip olan test aracımızda, 8 inçlik dokunmatik multimedya ekranı, ambiyans aydınlatması, led stoplar, sis farları, ön tamponda ilave krom çıta, hız sınırlayıcı ve çift bölgeli tam otomatik klima gibi detaylar standart olarak geliyor. Orta donanım seviyesi olan Comfortline’da ise yağmur sensörü ve park sensörü gibi detaylar standart olarak sunuluyor. Adaptif hız sabitleyici, geri görüş kamerası, kör nokta uyarı sistemi gibi donanımları Teknoloji Paketi ile aracınıza katabiliyorsunuz. Çağın dijitalliğine ayak uyduran yeni Polo’da “Şehir İçi Acil Fren, ACC, Yaya Algılama, Park Asistanı, Arka Trafik Uyarı Sistemi” gibi sürüş destek sistemleri de oldukça fazla dikkat çekiyor.
Gelelim bu kadar katalog bilgisinin ardından yeni Polo’nun hissettirdiklerine. Yeni Polo kesinlikle B+ segmentini yaratmış görünüyor. Bir adım daha ötesinin Golf olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Kullanırken Polo’dan çok bir Golf kullandığınızı hissettiriyor. Ülkemiz pazar şartlarında Golf’ten müşteri çalar mı bilinmez fakat buna potansiyeli olduğu su götürmez bir gerçek. Konsolun alt kısımlarında dahi kullanılan yumuşak malzeme kalite algısını fazlasıyla yukarı çıkarmış.
Kabinde sadece kapı üstlerinde sert plastiğe rastlanıyor. Bunun dışında elinizin ulaştığı her yer segmentinin kesinlikle en kaliteli örneği. Sadece selefiyle aynı olan direksiyon simidi kabinin sırıtan tek detayı oluyor. Baz donanım seviyesinde ise konsolda bu malzemeyi bulamayacağınızı ufak bir not olarak düşelim. Volkswagen modellerinin kabinleri genel yapı itibariyle zaten olması gereken her şeyi olması gerektiği yerde barındırıyor ve bunu çok iyi başarıyor.
Donanım seviyelerine göre standart olarak sunulan ön konsolu, opsiyonel olarak istediğiniz renk ile kişiselleştirebiliyor olmanız da yeni Polo’nun kabin detaylarından bir tanesi. Yeni şasinin ve artan boyutların getirdiği yaşam alanındaki ferahlık her alana yansıyor. Eşya gözleri konusunda oldukça cömert davranan Polo’da B segmentinin ilk örneği olan, opsiyonel olarak dijital gösterge paneli de alınabiliyor. Ortadaki multimedya ekranı ise dokunmatik olmasına rağmen yine de çoğu şeyi tuşlarla yapabilmenizi sağlayan alt yapıya sahip. Dokunmatik ekran var diye çoğu işlevsel özellik buraya hapsedilmemiş, fiziksel tuşlara yer verilmiş. Kullanımı en kolay ekranlardan birisi olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Artan boyutlar, sürüş pozisyonunuzu olabildiğince aşağı alsanız dahi, kalıplı bir otomobil kullandığınızı hissettiriyor. A sütunları görüş açıları konusunda hiçbir sıkıntı yaşatmasa da kaput kısmının görüş hissiyatı sizi birazcık yüksekte oturmaya itiyor. Yeni şasinin kendini en çok belli ettiği yer ise otomobilin konforu ve yol tutuşu. Yol tutuşunda gerçekleşen ciddi artış gözlerden kaçmıyor. Kafadan kayma eğilimlerini neredeyse görmediğimiz yeni Polo yola oturmak konusunda elinden gelenin en iyisini yapıyor. B segmenti bir otomobile göre yüksek hızlarda stabilizesinden hiçbir şey kaybetmiyor ve oldukça fazla güven veriyor. Opsiyonel olarak araçta bulunan 17 inçlik jantlar ve kış lastiklerine rağmen ortalama şehir içi hızlarında Polo’ya konforlu demek yerli yerinde olacaktır.
Daha yüksek hızlarda Polo birazcık sıkılığını hissettiriyor. Yalıtım konusunda rüzgar sesini ve yol sesini çok yüksek hızlara kadar kabine almamayı başaran Polo yüksek devirlerde 3-silindirli motorun tınılarını kabine iletiyor. Tınıları ile sportif duygular uyandıran 1.0 litrelik motor 10.8 sn’lik 0-100 hızlanma değeri ile de dinamik yapısını ortaya koyuyor. Tabi bu değerde DSG’nin de etkisi büyük. DSG önü açık sürüşlerde akıcılığını ve pürüzsüzlüğünü tamamen yansıtırken, sıkışık trafikte ve yoğun kullanımlarda bazı tereddütlere düşebiliyor. Fazla ısınması sonucu geriye giderken titreme, sıkışık trafikte agresifleşme vs. gibi ufak tefek pürüzleri göz önüne çıkarabiliyor. 3-silindirli motor 7-ileri DSG şanzıman ile birlikte uzun rotalarda 5.2 litrelik bir tüketim değeri gösterirken, yoğun trafikte oldukça makul sayılabilecek 7.0 litrelik bir tüketim değeri gösteriyor.
Otomobilin 64.900 TL’den başlayan baz versiyonu sadece Trendline donanımıyla, manuel şanzıman ve atmosferik 1 litrelik 75 bg gücündeki motor ile alınabiliyor. Kullanmış olduğumuz 1.0 litrelik 3 silindirli turbo benzinli motor ise 75.900 TL ile 87.900 TL’lik fiyat aralığı ile listenin diğer benzinli seçeneği oluyor. Dizel motorun baz versiyonu 84.900 TL’lik etiket ile satışa çıkarken Confortline donanım seviyesindeki 95 bg’lik versiyonu 91.800 TL’lik fiyat etiketi taşıyor.
Polo; genişleyen yaşam alanı, zenginleşen donanım seviyeleri, kalabalıklaşan opsiyon listesi, sürüş destek sistemleri, yepyeni tasarım dili ve Golf’e buçuk kala özellikleriyle kesinlikle segmentinin liderliğine oynuyor. Kabinindeki ve sürüşündeki kalitenin ise fiyat etiketine doğrudan yansıyor olması tüketici tarafından nasıl karşılanacak bunu hep birlikte satış rakamları ile göreceğiz.
Fotoğraf: Alp Emre Göksel
*Bu yazı Evo Dergi Ocak 2018 (236.) sayısında yayınlanmıştır.