İçinden geçmekte bulunduğumuz dönemde birçok otomobil markası kendileri için çığırlar açtı. Kendilerini öyle farklı yerlere konumlandırıp, o kadar iyi gelişmeler kat ettiler ki, artık onlar hakkında kötü düşünmeyi bırakın, fanatiklerini daha da arttırdılar. Özellikle premiumlara göz kırparak artık kullanıcısını bambaşka dünyalara davet eden bir marka söz konusu. Peugeot. Evet Peugeot zaten yıllardır sevilen bir marka olmasına karşılık birçok güçlü modellerle de yıllarca anıldı. Fakat şimdilerde Peugeot öyle bir yere konumlandırdı ki kendini, premium markaların ne gerisinde duruyor ne de onlardan eksik kalıyor. Artık Peugeot modellerini bizzat premium markalarla birlikte anmak çok da zor olmasa gerek…
Markanın bu denli değişim ve devrim rüzgarlarının son eseri olan 408 ise tam bir harf devrimi gibi. Rakamlarla devrim yapan 408 aslında segmentinin de ne olduğunu gözler önüne seriyor bu rakamla. Yani bir 308 veya 3008 olarak C segmentinde değil, evet bir BMW 5 serisi, Mercedes Benz E serisi veya Peugeot 5008 değil, fakat C Buçuktan D segmenti bir otomobil. 408 gerçekten C segmenti olarak anılmayacak ve buraya konumlandırılmayacak bir otomobil. İçine geleceğim elbette ama içine gelene kadar dışına methiyeler düzmemiz gerekir. Son 10 yıl içerisinde üretilen seri üretim otomobiller arasında dış tasarımı en dikkat çeken, şüphesiz herkes tarafından beğenilen bir model oldu.
İlk bakışta, 408’in zarif çizgileri ve akıcı hatları sizi büyülüyor. Her detay, özenle seçilmiş ve estetikle harmanlanmış, bir otomobilden beklenenin çok ötesinde bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Göz alıcı LED farlar, aracın karakterini vurgularken, özgün ızgarası cesur bir duruş sergiliyor. Evet evet haklısınız! Lamborghini tasarımlarını çok andırıyor. Ve evet halk dilinde “ucuz Uruz” deniliyor evet. Ama bir farkla! Burada konfor devreye giriyor.
İç mekana geçtiğinizde gördüğünüz yaşam alanı; birinci sınıf malzemelerle döşenmiş, özenle tasarlanmış bir yaşam alanına dönüşüyor. Sürücü koltuğuna oturduğunuzda, hissettiğiniz konfor ve lüks, sadece bir aracın değil, bir yaşam tarzının parçası olmanın verdiği ayrıcalıkla örtüşüyor. İ-cockpit mükemmel dengesi ve uyumu ile sizi sararken, geniş cam tavan, doğanın güzelliklerini aracınızın içine taşıyor.
Gözlerin üstünüzde olmasını seviyorsanız, tercih edeceğiniz bir aile otomobili 408 olabilir. Super Coupe görüntüsünün altında mırıl mırıl bir aile otomobili yattığını söyleyebilirim. 536 litrelik bagaj hacmi ise bunun diğer kanıtlarından birisi. Zamanın stationwagonlarının yerini alabilecek bir abide bu otomobil.
Kalbinde çok yakından tanıdığımız 1.2 litrelik 130 beygir güç üreten PureTech motor yatıyor. Bu motor sportif isteklere karşılık veriyor tabi ki ama kütle de bir 208 değil tabi ki. Bundan dolayı daha öngörülebilir bir karakterde aracı kullanmak ekonomi getiriyor. EAT8 tork konvertörlü otomatik şanzımanından artık bahsetmemize gerek bile yok bence. Bu halk için Kemal Sunal ne kadar tanınıyorsa bu şanzıman da öyle bir şey oldu.