Hayatımın en berbat yılını geçiriyorum. Yine de bütün derdimi bir kenara bırakmam gereken bir konu var. Bütün derdinizi bir kenara bırakın. Frenlerin soğuma sesini dinleyin. Göz açıp kapayıncaya kadar gördüğünüz her yeri bulanık hale getiren bu makine birazcık da olsa kafamı dağıtmaya yetiyor.


Bir psikologa gidiyorum. Psikologun adı GTi, Fransa’da okumuş, yüksek lisans yapmış. Seninle birkaç seans birlikteyiz diyor bana. Peki, kabul. 

Seans 1;

“Çıt çıt çıt çıt” 

Mangal sesi değil, baş döndürücü bir gazlama seansı sonrasında GTi’ın size teşekkür etme sesi. Siz ona nasıl teşekkür edersiniz bilemem ama o sürücüsüne kesinlikle teşekkür ediyor. Frenlerin çıkardığı bu düzensiz notalara çok güzel kapılıyorsunuz.

Hayatı hızlandırmanın yollarını arıyorsanız hot hatchler kaçınılmazdır. A noktasından B noktasına ne kadar sürede gittiğinizi anlayamama aleti, her seferinde Yandex Navigasyonu yanıltıyor. Hangi semtte olduğunuzun önemi yok. 308 GTi, tıpkı konut reklamları gibi. Onunla her yere uzaklık 5 dakika.

Seans 2;

Bildiklerini, bildiğini sandıklarını ve geçmişten gelen kodlarını unutma zamanı. Önden çeker bir otomobille viraj dönerken gaz açılmaz! (mı?) Bildiklerini unutma vakti dedi sayın psikolog. Virajlara girdiğinde direksiyonu çevir ve hem hızlanmak için hem de tutunmak için sağ ayağını taban halısına yaklaştır. Devir ideal çizgilerde torku ve beygiri verirken kilitli diferansiyelin seni viraj içine daha da fazla çekişini izle. Hayret et, gülümse, kahkaha at, birazcık kork ve bir sonraki virajı kolla.

Burayı nasıl bu hızla dönerim dediğin her virajda gaz açtıktan sonra birazcık direksiyonu virajın ters yönüne çevireceksin. Bildiğin tüm dengeleri unut. O kadar yüksek hızlarda o kadar zor virajlarda 308 GTi kafasını o kadar fazla viraj içine sokuyor ki, hayret ediyorsunuz. O kadar fazla “o kadar” edatını kullanıyorsunuz böylelikle. Bu duruma alışkın olmadığınız için kendinizi çok fazla viraj içinde buluyorsunuz. Algınız virajın dışına taşmaya, kafadan kaymaya ve açılmaya odaklanmış. Algılarınızı yıkma zamanı. Bir seans sonrasında buna da alışacağımı biliyorum.

Seans 3;

Konuştuklarımızdan ne çıkardın Emrecan?

Kendini nasıl hissediyorsun?

Kesinlikle harika hissediyorum. Bu rakiplerine nazaran daha düşük hacimli motora sahip olan 308 GTi, inanılmaz bir zehirli yılan gibi. 1.6 litrelik benzinli motorundan 270 beygiri yere kayıpsız aktarmak sağlam sürüngenlerin işidir diye düşünüyorum. Aşınmış lastiklere aldırış etmeden bu gücü tamamen yere aktarabiliyor olmak, sürücüyü hem gergin hem de aşırı derecede mutlu hale getiriyor. Bir yandan çok gerginim, bir yandan da aşırı mutlu. Gerginliğiniz çok uzun sürmüyor aslında. GTi’ın sürüş karakterine alışıyorsunuz. İstediğiniz zaman aşırı derecede agresif olabilecek bir otomobilde sakin sakin gitmek de pek hayli mümkün. Ama yine de çok sakin gitmek isteyeceğinizi pek sanmıyorum. Göz açıp kapayıncaya kadar semt değiştirmiş olmayı yeğleyeceğinizi düşünüyorum.

GTi ile son seansta onu kontrol etmenin ne kadar berrak bir şey olduğunu kavrıyorum. Dışarıdan görenler için otomobilin viraja taşıdığı hız korkunç olabilir fakat bu küçük direksiyon simidinin arkasında otururken kendinizi hiç böyle hissetmiyorsunuz. Elbette sürücü faktörü burada çok önemli ama iletişim süreci doğal ve tane tane işleniyor. Durun, bu durumu daha basit anlatayım. 308 GTi bugüne kadar beni en çok etkilemeyi başarmış otomobiller sıralamasında başı çeker. Halen eksikleri var, kesinlikle var, ama kendinden yüksek hacimli rakiplerini utandıracak kadar da becerikli.

Fotoğraflar: Erdil ARAS

(308 GTi yazıları devam edecek.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir