Mazda ve geleneksellik yan yana en çok yakışan iki kelime. Zira bu denli turbo motorların arasında atmosferik kalmayı başarmış sayılı binek otomobillerden oluyor kendisi.
Mazda, Japon otomobilleri klasmanında her zaman en sevdiğim marka olmuştur. Nedeni hem Mx-5 gibi bir model, hem de markanın hem içte hem de dışta takip ettiği tasarım çizgisi. Yine de markanın ülkemizde gereken değeri görmediğine inanıyorum.
Mazda’nın yeni tasarım dilinden nasibini alan Mazda 6, aslında doksanlı yıllarda bildiğimiz 626’nın mirasçısı. Bu orta sınıf sedan rakiplerinin çoğu turbo motora geçmişken, halen atmosferik motorla kalarak gelenekselliğine bağlı duruyor. Güncel tasarım dili, detaylar ve kıvrımlar ise Mazda 6’yı çok çok çok şık gösteriyor. Daha önce CX-5 modelinde de fazlasıyla hoşuma giden çekik far tasarımı, geniş ön ızgara ve basık gövde sportif bir koca oyuncak görüntüsünü fazlasıyla perçinliyor. Binek, ortalama hatta çoğu insanın sıradan diyeceği Mazda 6’nın yolda varlığını belli etme becerisi çok yüksek. Bir gören mutlaka dönüp tekrar bakıyor. Spor veya çok güçlü bir otomobil değil. Dikkat çekici detayları da keza çok fazla yok. Ama değişik bir aurası olduğu kesin. Bazı insanlar da böyledir. Şeytan tüyü desem kesinlikle yeridir.
Kabine geçtiğimde beni karşılayan deri yoğunluğu, yüksek kalite algısı ve açık renk döşemeler tamamen premium bir rüzgar estiriyor. Ön konsolun yatay düzlem üzerindeki tasarım dili, ekranın dahi bu yataylıktan nasibini almış olması, orta konsolun gerçekten çok geniş olması heybetli bir otomobil sürdüğünüzü hissettiriyor. Geniş bir otomobil hissiyatı veren bu yatay düzlem tasarımı benim çok hoşuma giden bir kabin. Bu kadar şıklığa karşılık oldukça sade, anlaşılır ve kullanışlı bir kabinle karşı karşıyasınız. Herhangi bir özelliği bulmanız saatlerinizi veya günlerinizi almıyor. Çoğu şey içgüdüsel yerleştirilmiş gibi.
2830 mm’lik dingil mesafesi arka koltukların rahatlığı konusunda bir ipucu verecektir. 480 litrelik bagaj hacmi ise sınıf standartlarında yer alıyor. Yani kaliteli ve geniş bir yaşam alanı kullanıcıya sunuluyor.
Ne var ki geleneklerine fazla bağlı kalan Mazda 6, 2 litrelik atmosferik benzinli motoru ile, rakiplerinin düşük hacimli turbo motorları arasında görmezden geliniyor. Tercih edilmemesinin en büyük etkenini bu olarak görüyorum. Güç ve tüketim konusunda bir dezavantaja sahip olmasa da, vergi yükümlülüğü dolayısıyla rakiplerinin arkasında kalmaya mahkum edilmiş gibi. Yoksa 163 beygirlik güç ve 213 NM’lik tork değeri yeterli bir sürüş performansı sunuyor.
Mazda 6 ile performanslı bir sürüş için üst devirlerde olmanız gerekiyor ki, bu da biraz fazla motor sesine sebep oluyor. Yine de bu beklentilerinize de cevaplar bulabiliyorsunuz. Otomatik şanzımanın pürüzsüz geçişleri ve motorun alt devirlerdeki sakin, sessiz karakteri ise günlük kullanım konforunu premium seviyelerde tutmaya yetiyor. Yani çok hızlı gitmeye çalışmadığınız sürece Mazda6 oldukça kaliteli bir sürüş sunuyor. Ayrıca şasinin tepkileri de dışarıdan göründüğü kadar büyük bir otomobil kullandığınızı çoğu zaman hissettirmiyor. Bu dinamik şasiye ve sportif görüntüye rakipleriyle baş edebilecek düşük hacimli bir turbo motor giderdi diyorsunuz fakat markanın görüşüne kesinlikle saygı duymak gerekiyor. 2 litrelik atmosferik motor ise şehir içi kullanımlarda 7 litre civarlarında seyrediyor. Bu değer pek fazla oynamıyor zaten. Mazda, 6’nın farklı bir donanım paketini sunmuyor olsa da standart donanım listesini oldukça kalabalık tutuyor. Listede; deri döşeme, BOSE ses sistemi, adaptif LED farlar, 360 derece kamera sistemi gibi özellikler ve eksiksiz bir güvenlik donanımı bulunuyor. Buna karşılık fiyat listesinde, tek farkı iç döşeme rengi olan sadece iki seçenek mevcut. Fiyat etiketleri için ise markaların kendi resmi sitelerini ziyaret etmenizi öneririm.