Dacia Sandero geçtiğimiz yıllarda bir makyaj operasyonu geçirdi ve markanın ekonomik algısı üstüne bir şeyleri yenilemeye çalıştığının göstergesi olarak karşımıza çıktı. Abisi Duster’a gelen yeni motor seçenekleri gibi aslında Sandero da birkaç yenilikten payına düşeni aldı.
Ön tarafta panjurda yer alan krom detaylı bir ızgara, led gündüz sürüş farları gibi detaylar makyajla gelen ilk yenilikler olarak göze çarpıyor. Arka kısımda da stopların 3 boyutlu gibi görünüyor olması gelen yenilikler arasında. B segmentinde yer alan Sandero tabi ki rakiplerine karşı fiyat avantajını her zaman elinde tutuyor. Bu sınıf için sahip olduğu 320 litrelik bagaj hacmi ise bence fazlasıyla yeterli.
Sandero’nun kaputunun altında aşina olduğumuz 1.5 litrelik turbo dizel motor görev alıyor. 90 beygir güç ve 230 nm tork gücü üreten bu motor, şehir içi atik kullanma isteklerinize güzel cevaplar veriyor. Özellikle alt devirlerden itibaren gelen tork gücü sollama esnasında sizi yarı yolda bırakmıyor. Sadece kombine edildiği robotize şanzıman burada birazcık sürüşü törpüleyen detay olarak yer alsa da, sorunsuzluğu ve tıpkı bir manuel gibi az yaktırıyor oluşu ile kusurunu örtüyor. Easy-R isimli 6 ileri otomatik şanzıman şehir içi kullanımlarda beklenildiği kadar sarsıntılı bir sürüş sağlamıyor. Aksine kullandığım çoğu robotize şanzımandan daha iyi ve akıcı geldi.
Alışık olduğumuz diğer otomatik şanzımanlar gibi bir hız beklememek gerekirken, robotize şanzımana uygun bir sürüş yapmak gerektiğini de belirtmeliyim. Yani vites atacağını anladığınız an gaza daha fazla basmak aracı zorlamaktan ve vitesin gecikmesinden başka bir şeye sebep olmayacaktır. Bunun aksine daha sakin ve vites geçişlerinin gerçekleşeceği esnada gaza daha nazik davranırsanız sürüşünüz olabildiğince pürüzsüz hale gelecektir.
Böyle bir otomobilden performans beklemeniz saçma olacaktır zaten. Alırken de, kullanırken de, bakımını yaptırırken de, yedek parça ararken de ekonomik olmayı görev edinmiş bir markanın otomobilini kullandığınızın bilincinde olmanız gerekir. Garajdan full depo olarak aldığım Sandero, yol bilgisayarında bana 960 kmlik bir menzil gösteriyor ki, bu da bu segmentte bir otomobil için çok çok yüksek bir değer. İstanbul içinde 4.4 litrelik bir tüketim değeriyle dolaşıyor olmak da Sandero’nun elini güçlü tuttuğu en büyük kozu. Uzun yola çıkarsanız başta bahsettiğim menzili bir depoyla görmeniz çok da zor değil. Tabi herkesin aklına gelen sorular vardır. Otomobil fiyatları bu denli artmışken Sandero’nun da liste fiyatını merak ediyorsunuzdur. En sağlıklı bilgiler için markaların kendi resmi sitelerinden bilgi almanızı öneririm. Yine de Sandero’nun başlangıç fiyatı bu yıl için 70.000 tl olarak görünüyor. Stepway Turbo 90 bg Easy-R olarak geçen test otomobilimiz ise ek donanımlar olmadan 82.900 TL olarak can buluyor. Sandero’nun kabininde yaşam alanı oldukça ferah. Çok fazla teknolojik oyuncak olmaması, her şeyin sade kullanıma özel olması, dijitalliğin yoğun olmadığı bir kabin karşılıyor sizi.
Orta konsolda yer alan dokunmatik ekranın kullanımı kolay ve anlaşılır. Geri görüş kamerası gibi detayları ufak bir farkla aracınıza ekleyebiliyorsunuz. Sürüş pozisyonu birazcık yukarda kalan Sandero Stepway’in görüş açıları oldukça iyi. Dikiz aynalar çok büyük olmasa da görüş açıları yeterli ufak bir otomobil için. Bagaj kilidinin halen eski nesil olması dışında gözüme çarpan çok da bir detay olmadı açıkçası. Çoğu şey amaca hizmet eder nitelikte. Şehir içinde oldukça konforlu, atik ve ekonomik. Yani amacına uygun bir otomobil olduğu aşikar. Siz de Dacia Sandero Stepway alırken performans veya teknolojik oyuncak aramıyorsanız, A noktasından B noktasına ekonomik ve konforlu gitmenin yolunu arıyorsanız tercih listenize girebilir.